Dîvân şiirinin epistemolojik temelleri ilk olarak bu eserde şekillenmeye başlamıştır.[1]
Gazeller genellikle Şems-i Tebrizî’nin verdiği ilhamlarla, onun ışığıyla söylendiği ve Hz. Mevlânâ bu eserinde mahlas yerine “Şems-i Tebrizî” ismini kullandığı için Dîvân-ı Şems-i Tebrizî olarak da adlandırılır.
Mevlâna, Şems ile karşılaşmadan önce gazellerinde “Hamuş” mahlasını, tanıştıktan sonra ise “Şems” mahlasını kullanmıştır.[2]Dîvân’ın yazma nüshaları 30.000 beyit ile 50.000 beyit arasında değişir. Denilebilir ki asıl muteber nüshaları 43.000 beyitten fazladır.[5] Dîvân’da yer alan gazeller 44.834 beyitten müteşekkildir. 1765 rubâîdeki 3530 beyitle birlikte toplam beyit sayısı 48.364 olmaktadır.
Mevlâna’nın hemen hepsi Dîvân- Kebîr’de bulunan rubâîleri genellikle ayrı bir eser olarak da derlenmiş ve basılmıştır.[6] Türkçe’de ilk kez Veled Çelebi (İzbudak) 1642 rubâîyi toplayıp nesir halinde yayınladı (1898). Asaf Halet Çelebi 276 rubâîyi (1939), Abdülbaki Gölpınarlı 1765 rubâîyi (1964), M. Nuri Gençosman 1942 rubâîyi (1965), Şefik Can ise 2217 rubâîyi Türkçe’ye çevirip Farsça metinlerle birlikte yayınladı (1991).
[1] Hasan Aktaş, Yeni Türk Şiirinde Mevlana Okulu ve Misyonu, Edirne 2002, s. 31
[2] Tahsin Yazıcı, “Dîvân-ı Kebîr”, DİA, IX, 432
[3] Asaf Halet Çelebi, Mevlana ve Mevlevilik, Ankara 2002, s. 82
[4] Tahsin Yazıcı, “Dîvân-ı Kebîr”, DİA, IX, 433
[5] Tahsin Yazıcı, “Dîvân-ı Kebîr”, DİA, IX, 433. Merhum Mesnevîhan Şefik Can’a göre Dîvân-ı Kebîr’de 43561 beyit var.
[6] Tahsin Yazıcı, “Dîvân-ı Kebîr”, DİA, IX, 433