Hz. Mevlânâ'nın Kur'ân ve Sünnet'e Bağlılığı
Ben, sağ
olduğum müddetçe Kur’ân’ın bendesiyim
Ben, Seçilmiş
Muhammed’in yolunun toprağıyım
Eğer birisi
benden bundan başka söz naklederse
Ben ondan da
bîzârım, naklettiği sözlerden de bîzârım.[1]
Bende: Bağlı, kul, hizmetkâr.
Bîzâr: Bıkmış, rahatsız, şikayetçi
Bu dörtlüğü Hasan Âli Yücel’in manzum
tercümesi ise şöyledir:[2]
Can tende var
oldukça kulum Kur’an’a
Yol toprağıyım
Peygamber-i zîşâna
Hakkımda bunun
zıddına söz etse biri,
Vay bu söze,
vay böyle diyen insana…
***
Bizim
mesnevîmiz vahdet dükkânıdır
Onda vahdetten
başka ne görürsen o puttur.[3]
[1] Mevlânâ, Rubâîler, çev. Abdülbaki
Gölpınarlı, İstanbul 1982, s. 152 (nr. 112); Hz. Mevlânâ’nın Rubâîleri,
haz. Şefik Can, Ankara 1990, II, nr. 1311
[2] Ahmet Güner Sayar, Hasan Âli Yücel’in
Tasavvufî Dünyası ve Mevlevîliği, İstanbul: Ötüken nşr. 2002, s. 123