Üyelik Girişi
BÖLÜMLER
Site Haritası

Gül Kokusundan Bayılan Debbağ

GÜL KOKUSUNDAN BAYILAN DEBBAĞ

 (Mesnevî, Cilt 4, beyit nu: 256-300)

 

 Debbağ

 

 

Birisi, güzel koku satanların çarşısına gelince aklı başından gitti, büzülüp yere yıkıldı. Kerem sahibi atarlardan(1) gelen güzel kokular onu çarptı, başını döndürdü ve yere düştü. O, gün ortasında geçiş yolunun üzerinde, hiçbir şeyden haberi olmaksızın, bir leş gibi yıkıldı kaldı.

Halk derhal başına üşüştü. Herkes “Lâ havle”(2) diyerek derdine derman aramaktaydı. Birisi, eliyle kalbini yokluyor, atıp atmadığını anlamak istiyordu. Öbürü yüzüne gül suyu serpiyordu. Gül suyunu serpen bilmiyordu ki, o alanda onun başına ne geldiyse zaten gül suyundan geldi. Biri, bileklerini, başını ovuyor; öbürü, (serinlesin, ateşi düşüp kendine gelsin diye, göğsüne sürmek maksadıyla) samanlı ıslak balçık getiriyordu. Biri, öd ağacıyla şekeri karıştırıp tütsülüyor; başka biri, elbisesinin bir kısmını soyup üstündekileri hafifletiyordu. Birisi, nasıl atıyor diye nabzını yokluyor; öbürü, eğilmiş ağzını kokluyor, şarap mı içmiş, esrar mı çekmiş, yoksa afyon mu yutmuş, anlamak istiyordu. Halk, onun neden bayıldığını anlayamamış, şaşırıp kalmıştı.

Derhal akrabalarına haber verdiler; “Filan kişi, filan yerde, perişan bir hâlde düşüp kaldı. Neden bayıldı, ne oldu da leğeni damdan düştü (rezil ve perişan oldu), kimse bilmiyor.”

O debbağın(3) iri yarı, güçlü kuvvetli, bilgili anlayışlı bir erkek kardeşi vardı. Hemencecik koşa koşa geldi. Elbisesinin yenine biraz köpek pisliği almıştı. Halkı yararak, feryat ederek kardeşinin başucuna geldi. “Ben onun neden hastalandığını biliyorum” dedi.

Kardeşi kendi kendine dedi ki; “Şu köpek pisliği onun beynine, damarına, iliğine kat kat sinmiştir. Çünkü o, rızkını elde etmek için her gün, akşamlara kadar pisliğe gömülmüş olarak, pis kokular içinde debbağlık yapmaktadır”.

O genç, bayılan kardeşine vereceği ilâcı kimse görmesin diye halkı uzaklaştırdı. Gizli bir şeyler söylüyormuş gibi ağzını debbağın kulağına götürdü. Sonra da elindeki pislikten bir parçayı onun burnuna sürdü. O, köpek pisliğini avucuna sürtmüştü. Pis beynin ilâcını bu pislikte görmüştü. Kısa bir süre sonra adam kımıldamaya başladı.

Halk, “Bu şaşılacak bir efsun! Bu efsunu okuyup baygının kulağına üfürdü. Adam âdeta ölmüştü, efsun imdadına yetişti!” dediler.

 

AÇIKLAMA

 

Merhum Abdülbaki Gölpınarlı'nın belirttiğine göre, bu hikâyenin benzeri İmam Gazzâlî'nin Kimyâ-yı Saâdet ve Ferîdüddîn-i Attâr'ın Esrarnâme adlı eserinde geçmektedir. (Gölpınarlı, Mesnevî Tercemesi ve Şerhi, İstanbul 2000, IV, 57)

Hz. Mevlânâ bu hikâyeden maksadı şöyle açıklamıştır:

“Kime öğüt miski fayda vermezse, muhakkak o, kötü kokulara alışmıştır.

Pislik böceği, daima pislik taşır durur. Bu yüzden de gül suyundan bayılır. Onun ilâcı yine köpek pisliğidir. Çünkü ona alışmıştır; onunla uğraşmayı âdet ve huy edinmiştir. “Pisler, pislerindir”(4) ayetini oku da bu sözün önünü, sonunu anla!

Öğütçüler pis kişiyi, ona bir kapı açılması, iyileşmesi için amberle, gülsuyuyla tedavi etmek isterler. Fakat ey inanılır, itimat edilir kişiler! Pislere temiz şeyler lâyık değildir ki! Onlar, vahyin güzel kokusuyla eğrilmişler, sapıtmışlardır da, “Siz bize uğursuzsunuz. Biz, sizin yüzünüzden kötülüğe uğradık!”(5) diye feryada başlamışlardır. (Onlar aslında şöyle demişlerdir:) “Bu söz, bize zahmet veriyor, bu sözden hastalanıyoruz. Sizin vaazınız iyi değil, bize iyi gelmiyor. Eğer yine susmaz da nasihate başlarsanız, derhal sizi taşlar, öldürürüz! Biz, oyun eğlenceyle, boş ve saçma şeylerle semirmişiz, öğüte hiç alışmamışız. Bizim gıdamız yalandır, asılsız laftır, saçma sapan sözlerdir. Sizin tebliğ ettiğiniz (bildirdiğiniz) şeyler, midemizi bulandırıyor. Siz bu sözlerle hastalığımızı yüzlerce defa artırıyor, akla ilâç olarak afyon veriyorsunuz.”

 

1. Ders: İşlenen Günahlar, Kalbin Mânevî Hayatını Etkiler

İşlenen günahlar, kalbin manevi sağlığını etkiler. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “İnsan bir günah işlediği zaman, kalbinde siyah bir nokta oluşur. Günahından tevbe edip uzaklaşırsa, siyah nokta silinir. Eğer tevbe etmeyip günah işlemeye devam ederse, o siyah noktalar kalbi istila edip karartır. Yüce Allah’ın Kur’an’da “Hayır, onların yaptıkları şeyler, kalplerini paslandırmıştır.” (81/Mutaffifin suresi, 14) ayetinde bahsedilen budur.” (İbn Mace, Zühd 29)

Kalbi günah ile kararan bir insan, dinî ve manevî konulardan ve Allah'ı zikredişten rahatsız olur.

Hikmetli Kur'an'da konuya şöyle dikkat çekilmektedir:

“Sadece Allah anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalbi öfkeyle kabarır. Oysa Allah’tan başkası anıldığı zaman hemen sevince kapılırlar.” (39/Zümer suresi, 45)

Yine Hikmetli Kur'an'da, peygamberlerin tebliğ ve davetleri karşısında “(müşrikler) parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, direndiler” (71/Nuh suresi, 7) denilmektedir. Kalbi küfür, şirk ve günah ile kararmışların dine tepkisi işte böyledir.

Diğer taraftan müminler ise “öyle kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer…” (22/Hac suresi, 35)

Şeyh Sadi-i Şirazî'nin kaydettiği şu hikaye de aynı konuya bir başka örnektir:

"Bülbülü karga ile aynı kafes içine koymuşlar. Zavallı bülbül, karganın bed sesinden muzdarip olmuş. Fakat işin garibi şu ki, bülbül karganın sesinden bir defa âh ediyorsa, karga on defa daha fazla şikayetçiymiş."

Dolayısıyla şöyle de denilebilir: Güzelin çirkine tahammülü, çirkinin güzele tahammülünden daha kolaydır.

 

2. Ders: Sosyal Çevre, Kişinin Dini Hayatını Etkiler

Bir insanın dinî ve manevî konulara vereceği tepkide arkadaş çevresinin de büyük etkisi vardır.

Peygamber Efendimiz (sav), arkadaş çevresinin etkisini şu benzetme ile açıklamıştır: “İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer: Misk satan, ya sana güzel kokusundan bir miktar meccanen verir ya sen satın alırsın, ya da (hiç değilse onunla beraber olduğun sürece) güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise, ya elbiseni yakar ya da (en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.” (Buhârî, Zebâih 31, Büyû’ 38; Müslim, Birr 146. Hadis için bkz. Nevevî, Riyâzu’s-Sâlihin, hadis nu: 364)

Peygamberimizin aynı konudaki diğer bir hadis-i şerifi ise şöyledir:

“İnsan, dostunun yaşayış tarzından etkilenir. O halde her biriniz dost edineceği kişiye dikkat etsin.” (Ebu Davud, Edeb 16; Tirmizi, Zühd 45)

Atasözlerinde de arkadaş çevresinin etkisi vurgulanmıştır:

“Körle yatan şaşı kalkar.”

“İtle yatan, bitle kalkar.”

"Üzüm üzüme baka baka kararır."

DİPNOTLAR
 
(1) Attar (veya Aktar): Güzel kokulu şeyler satan kimse, baharatçı.    Baharat, ev ilaçları, iğne, iplik, tütün, kâğıt gibi ufak tefek şeyler    satan kimse. Bu cins ufak tefek şeylerin satıldığı dükkân.

(2) "Lâ-havle ve lâ-kuvvete illâ billâhil-aliyyil azim" cümlesinin kısaltılmışı ki, "Güç ve kuvvet ancak Yüce ve Güçlü olan Allah'tadır" meâlinde olup, bir belâ ve tehlike esnasında veya sabrın tükendiğini açıklamak için söylenir.

(3) Arapçada “debbağ”, hayvan postunu işleyen kimseye denir. Debbağlık, dericilik demektir. Debbağ kelimesi zaman içerisinde “Dabak”, sonra “Tabak”, Debbağ (Arapça) + hane (Farsça) kelimesi ise “Dabakhane”, “Tabakhane” olmuştur.

  Eski zamanlarda, ham deri, kıllardan, et ve yağ tabakalarından temizlendikten sonra, o deriyi en iyi bir şekilde, sıcak köpek pisliğindeki kimyasal enzimler kıl köklerinden arındırır ve parlatırmış. Bu yüzden debbağlar işleri gereği devamlı surette köpek pisliği kullanırlarmış.

(4) Kur’ân-ı Kerim’de, Nur Suresi’nin 26. ayetinde geçmektedir.

(5) Kur’ân-ı Kerim’de, Yasin Suresi’nin 18. ayetinde geçmektedir.


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam34
Toplam Ziyaret245547
Saat
Takvim
Hava Durumu
Hz. Mevlana'dan Sözler
HZ. MEVLÂNÂ'DAN SÖZLER
“Kibirlerinden “İnşâallah” (Allah dilerse) demediler; Allah da onlara beşerin aczini gösteriverdi.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 48)
*
“Dünyada iş
işten meydana gelir.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 76)
*
“Allah’tan edeble başarılı olmayı dileyelim. Edepsiz
Allah’ın lütfundan
yoksun kalmıştır.
Edepsiz
yalnızca kendisine
kötülük etmiş olmaz,
dört bir yanı
ateşe vermiş olur.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 77-78)
*
“Zekat verilmeyince
bulut ortaya çıkmaz
(yağmur yağmaz);
zinadan dolayı da
etrafa veba yayılır.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 88)
*
“Senin üzerine karanlıklardan ve gamdan yana ne gelirse, korkusuzluktan ve küstahlıktandır o.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 89)
 *
“Her odunun kokusu, dumanından belli olur.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 107)