Üyelik Girişi
BÖLÜMLER
Site Haritası

AŞK Adlı Romanın Eleştirisi-5

KURAL HATALARI

 

Elif Şafak, AŞK adlı romanının omurgasını oluşturan, Şems-i Tebrizî namına tespit ettiği 40 kural hakkında bir röportajda şunları söylemiş:

“Romandaki 40 kural çok ilgi gördü. İnternette insanlar birbirlerine kuralları yolluyor. Cep telefonlarından mesaj olarak atıyorlar. Bir okurum tüm kuralları tek tek yazdırarak poster yapmış, duvarına asmış. Bunlar beni çok duygulandırıyor. Çünkü ben de o kuralları inanarak, yüreğimde hissederek yazdım, oluşturdum. Tabi ki tasavvuf okumalarımdan beslenerek yazdım bu kuralları. Kırk sayısını bilerek seçtim. Doğu mitolojilerinde, tasavvuf kültüründe bu sayı önemlidir. Ben de otuz değil, elli değil, kırk kural oluşturmayı tercih etim.” http://www.elifsafak.us/roportajlar.asp?islem=roportaj&id=283

Bu kırk kuralda tespit edebildiğimiz kadarıyla eksik veya hatalı olanları şunlar:

Yazar, Şems’in 10. kuralında şöyle yazmış: “Ne yöne gidersen git, -Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.” (s. 117) Tasavvufî tecrübede “seyr-i enfüsî” denilen bu yolculukta sâlik sadece arzı değil, semavâtın, kâinatın hakikatini öğrenir. Nitekim Yazar 18. kuralda “Tüm kainat olanca katmanlarıyla ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir.” (s. 148) yazarak doğru görüş kaydetmiştir.

Yazar, Şems’in 13. kuralında şöyle yazmış: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı hoca şeyh şıh var…” (s. 119) Şems adına şu abartıya (“semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte”), şu basit ifadelere (“hacı hoca şeyh şıh”) bakın! Ayrıca; “şeyh” ile “şıh” arasındaki fark nedir? “Şıh” kime denir?

Yazar, Şems’in 17. kuralında şöyle yazmış: “Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.” (s. 146) Dinî literatürde kalp günahlarla “kirlenir”, “paslanır”, “mühürlenir” vs. Ama “yağ bağladığı”nı ilk kez öğrenmiş oluyoruz. “Kalbin yağ bağlaması” ne demektir? Yazarın aklına tencere tava mı geldi de kalbi yağ bağlattı acaba?

Yazar, Şems’in 18. kuralında şöyle yazmış: “Tüm kainat olanca katmanlarıyla ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil, bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara; dışında, başkalarında değil…” (s. 148) İblis ve onun zürriyeti olan şeytanlar, insanın dışında müstakil olarak vardır. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de Hz. Adem’in kıssasında bu hakikati apaçık beyan etmiştir. Bununla birlikte şeytan, insandaki nefsin zafiyetlerini kullanıp vesvese vererek kişiyi günaha çağırır. Dolayısıyla bu yönüyle de “insanla birliktedir” denilebilir. Şems adına romana yazılan bu modernist yorum, Şems veya tasavvuf tarihinde herhangi bir sufi tarafından ileri sürülmüş müdür?

Yazar, Şems’in 21. kuralında şöyle yazmış: “Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.” (s. 181) Cenab-ı Hakk’ın varlıkları “farklı yaratışındaki hikmet” az çok herkes tarafından bilinmektedir. Ancak “farklılılara saygı göstermek”, öyle akla geldiği için söylenip yazılabilecek bir ifade değildir. Eğer farklılıklara saygı gösterip, onlar karşısında pasif olmak mutlak manada doğru olsaydı, Peygamber Efendimiz ne demeye Yahudi, Hıristiyan, Mecusi, müşriklere tebliğle, davetle, cihadla ve fütuhatla meşgul oldu?!

Yazar, Şems’in 23. kuralında şöyle yazmış: “…Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadır ne tefritte. Sufi daima orta yerde.” (s. 196) Söz doğrudur. Ancak bu sözün sahibi olan ve Yazar’ın roman boyunca bahsettiği Şems, aşırılıklardan uzak, orta yerde mi durmuş? O zaman yazar, Şems adına bir de “aşırılık nedir; neye göre belirlenir?” sorusuna cevap vermelidir.

Yazar, Şems’in 26. kuralında şöyle yazmış: “Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin âhını alma; bir başkasının, hele hele senden zayıf olanın canını yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kaderi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.” (s. 255) Şems adına yazarın bu yazdıkları, “karma felsefesi” ve “kelebek etkisi” karışımı bir söz olmuş. Şems ya da Mevlânâ nerede bu ya da buna benzer bir söz söylemiş?

Yazar, Şems’in 32. kuralında şöyle yazmış: “Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki, Tanrı’ya saf bir aşkla bağlanabilesin...” (s. 305) Oysa tasavvufi hayatta insanın Allah ile arasındaki perdeleri kaldırması sadece kendi elinde/iradesinde değildir. Hatta sufîler, “insan ile Allah arasında hiçbir perde yoktur. Zaten Allah’ı perdeleyebilecek bir şey tasavvur dahi edilemez. Ancak kulun kendi nefsi perde olabilir” denilmiştir. Diğer taraftan; kulunu kendine âşık etmeyi, kendine doğru çekmeyi ve yaklaştırmayı asıl dileyen Allah’tır. Allah kuluna âşkını verince, nefs perdeleri aradan kalkar. Yani tasavvufta, ilahî aşka ermek için önce kulun perdeleri kaldırması diye tek boyutlu bir şart yoktur.

Yazar, Şems’in 35. kuralında diyor ki; “… İnsan-ı Kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi…” (s. 374) Tasavvufi hayattaki ilerleme, akademik ya da iş hayatındaki ilerleme gibi değerlendirilemez. İnsan-ı kâmil olmak, sadece kulun elinde değildir. Allah kulu için kemâlât dilerse, “gıdım gıdım” ilerlemek söz konusu olmaz.

Yazar, Şems’in 39. kuralında şöyle yazmış: “Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz. Ölen her sufi için bir Sufi daha doğar.” (s. 407) Şems veya başka herhangi bir sufi, bu veya buna benzer sözü nerde söylemiş? Bu söze göre Allah sürekli yaratışını tekrar etmektedir! Demek ki dünya hayatında kötüye gidiş olmayacak, kıyamet kopmayacak?

Özetle, yazar röportajda, Tabi ki tasavvuf okumalarımdan beslenerek yazdım bu kuralları.” demiş, ama daha dikkatli okuması lazım.


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam55
Toplam Ziyaret245568
Saat
Takvim
Hava Durumu
Hz. Mevlana'dan Sözler
HZ. MEVLÂNÂ'DAN SÖZLER
“Kibirlerinden “İnşâallah” (Allah dilerse) demediler; Allah da onlara beşerin aczini gösteriverdi.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 48)
*
“Dünyada iş
işten meydana gelir.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 76)
*
“Allah’tan edeble başarılı olmayı dileyelim. Edepsiz
Allah’ın lütfundan
yoksun kalmıştır.
Edepsiz
yalnızca kendisine
kötülük etmiş olmaz,
dört bir yanı
ateşe vermiş olur.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 77-78)
*
“Zekat verilmeyince
bulut ortaya çıkmaz
(yağmur yağmaz);
zinadan dolayı da
etrafa veba yayılır.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 88)
*
“Senin üzerine karanlıklardan ve gamdan yana ne gelirse, korkusuzluktan ve küstahlıktandır o.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 89)
 *
“Her odunun kokusu, dumanından belli olur.”
(Mesnevi, Cilt 1, beyit nu: 107)